1 Ekim 2009 Perşembe

031-.02.10.2009.Başbakan’ın Düşündürdükleri

Başbakan’ın Düşündürdükleri

Merhabalar sevgili okurlar. Sonbaharın kendini biraz daha fazla hissettirmeye başladığı şu günlerde aman ha kendinize dikkat edin. Maazallah tam hastalık mevsimi… Grip olup güçsüz düşmenizi istemeyiz.

Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz gün İzmir 9 Eylül Üniversitesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşma, toplumun değişik katmanlarınca farklı tepkilerle karşılandı. Özetle Başbakan Erdoğan, üniversiteden mezun olan herkesin iş sahibi olmasının mümkün olmadığını belirterek, işsizlikle olan mücadelenin devam edeceğini ifade etmişti anımsayacaksınız. Ben Başbakan’ın bu söylemine kısmen katıldığımı ifade ederek biraz daha farklı olan düşüncelerimi âcizane sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben de herkesin üniversite okumasının gerekmediğini düşünüyorum. Sırf üniversiteyi bitirmiş olmak için okumanın ve sonunda “üniversiteyi de bitirdim, işsizim” diye dövünmenin bir anlamı yok bence. Aslolan bir sanat öğrenmek, bilinen anlamda çalışacak hiçbir işi olmasa bile sahip olduğu sanatı sayesinde hayatını idame ettirebilmek olmalıdır kanımca. Atom enerjisi alanında hiçbir tesisin bulunmadığı ülkemizde atom fiziği okumak ne kadar da anlamsızdır. Yıkılan dev Osmanlı’nın ardından, küllerinden doğan bir ülke oluştururken Mustafa Kemal’in hareket noktası da buydu zaten: Çalışan, üreten, ürettiğinin bir kısmını kendisi için ayırıp geri kalanını satan ve ödemeler dengesi denilen hassas teraziyi kendi lehine ağdıran bir “güç” olmak. Sümerbank başta olmak üzere açılan üretim tesislerinin kurulmasında bu temel neden yatmaktaydı. Seksenli yıllarda sistemli bir şekilde dışa bağımlı hale getirilen ülkemizde, meslekî ve teknik eğitimin yerini de ezberci bir eğitim sisteminin almaya başladığı herkesin malumu… Ülkemizin ekonomik lokomotiflerinden Koç Holding’in “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganlı kampanyasını da toplumca desteklemek lazım. Bu bağlamda meslek lisesi temelli biri olarak, meslek liselerinin üniversiteye girişlerini engelleyen “katsayı” uygulamasının kaldırılmasını da memnuniyetle karşıladığımı da ifade etmeliyim. Farklı yöndeki düşüncelere rağmen, meslek liselerini tercih eden öğrenci ve velilerin sayıca artması, insanlarımızın bilinçlenmeye başladığını gösterir diye düşünüyorum. Biraz fazla idealistçe bulabilirsiniz, ancak eski insanların “eti senin kemiği benim” diyerek, bir ustalık öğrensin düşüncesi ile yetiştirilmek üzere sanatkâr yanına çırak olarak çocuklarını vermesi ne kadar güzel bir hareketti. Öğrenmeye ve gelişime yatkınlığı çerçevesinde bir sanatı öğrenen genç, en azından öğrendiği işi yaparak hayatını kazanıyor, hem topluma hem de kendine hayrı dokunan bir birey olarak hayatını idame ettiriyordu. Gerçi ithalata dayalı ekonomik düzende, eskiyen ayakkabısına “pençe attırıp” tekrar giyen kaç kişi kaldı ki, ayakkabı ustası hayatını kazansın?! Pençe attırmak 20 Lira, iğrenç Çin malı ayakkabılar 5 Lira; hangisini tercih edersiniz? Hiçbir konuda sağlam bilgisi olmayan, Allah korusun herhangi bir savaş ya da büyük bir yıkım getiren afet olması durumunda, başkalarına el açmaktan başka yapabilecek şeyi olmayan bireylerin yerine, hayatını hiç kimseye muhtaç olmadan sürdürebilecek bireylerden oluşan bir toplum herkesin arzusu olmalı diye düşünüyorum. Bahçıvanlık, kuyumculuk, ok ve kirişçilik, marangozluk gibi birçok el sanatında üstün olan Osmanlı Padişahları olduğunu hatırlatmak isterim. Devrinin “süper gücü” olan Osmanlı’nın Devlet Başkanları bile, bir el sanatı öğrenmişlerse, bunda bir hayır vardır değil mi?

Bu haftalık bu kadar… Her zamanki hatırlatmamızı tekrar edelim: Takip gazetemizde yayımlanan yazılarımı www.karakayatansel.net.tc adresinde bulunan kişisel internet blogumdan takip edebilirsiniz. Hepinize mutlu haftalar diliyorum. Hoşça kalın.

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...