B.İ.B.Ü.
Merhaba
değerli okurlar. Uzun zamandır aklımı kurcalayan bir mevzuda, âcizane
fikirlerimi beyan etme ihtiyacı hissettim.
Malum;
İzzet Babamız’ın “en büyük eserimdir” diye tarif ettiği vakfın desteği ile
günden güne büyüyen üniversitemizin konuşlandığı bir şehir Bolu. Ölümsüzlüğü
çoktan hak ettiğine inandığım İzzet Babamız’ın da ismini göğsünde gururla
taşımakta üniversitemiz. Fakat benim son zamanlarda içime dokunan ise ilimizin
adının İzzet Baysal ile birlikte adında yer alamıyor oluşudur. 2012 itibarıyla ülkemizde
eğitim faaliyetine devam eden 108 adet devlet üniversitesi içinde, kurulduğu
ilin adını taşımayan birkaç üniversiteden biri Abant İzzet Baysal Üniversitesi.
Adana, Afyon, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Balıkesir, Batman, Bayburt,
Bitlis, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Iğdır, Kahramanmaraş, Karabük,
Muş, Siirt, Şırnak, Sinop ve Düzce gibi kurulu bulunduğu ilin adını taşıyan
üniversiteleri görüp işittikçe içim cız ediyor. Abant Tabiat Parkı da elbette
ilimize ait çok güzide bir mekân olmasına rağmen, Üniversiteye adını verecek
kadar Bolu’nun önünde olmaması gereken bir isim bence. Ve maalesef bu ismin
Bolu yerine İzzet Baysal Üniversitesi’ne verilmesi, yıllardan beri devam edegelen
Bolu – Düzce çekişmesinin bir ürünü… Düzce her nedense Bolu’nun ilçesi olmayı
gurur meselesi yapmış, her platformda Bolu’nun önüne geçebilmek amacıyla
lobicilik faaliyeti yapmış bir tüzel kişilik olarak tarihe malolmuştur bana göre. İzzet
Baysal Üniversitesi’nin temellerinin atıldığı 90’lı yıllarda Bolu
Milletvekilliği yapmış Düzceli Necmi Hoşver’in müthiş gayreti ve lobi faaliyeti
sonucu adına Bolu yerine anlamsızca Abant yaftası yapıştırılmıştı
anımsayacaksınız. Nasıl bir kinciliktir anlamak mümkün değil. İlçesi olarak bağlı
bulunduğu ilin adını, kurulacak yeni bir üniversiteye vermekten imtina eden,
Bolu ismine vebalı, cüzzamlı muamelesi yapan bir zihniyet. Hatta iyi
hatırlıyorum, Tıp Fakültesi’nin kuruluşunda da aynı zat-ı muhterem TBMM çatısı
altında, Milli Eğitim Komisyonu’nda; “Tıp Fakültesi’nin Düzce ilçesine
kurmazsanız intihar ederim” diyerek ağlayabilecek kadar ileri gitmiştir. Ama
vakfımız, bu denli acizce karşılık vermeden, istense kurulmasına maddi açıdan
engel olunabileceği halde, Tıp Fakültesi’ni Düzce’ye kurmuştu. Neyse ki
depremden hemen sonra Düzce il yapıldı da Bolu olarak biz de sırtındaki yük
olmaktan kurtulduk bu zihniyetin!..
Bugün
geldiğimiz noktada öz be öz Bolulu olan Milletvekillerimizin ve Bolu’da söz
sahibi olan gerçek ya da tüzel kişilerin üzerine düşen görev, üniversitemizin
adının Bolu İzzet Baysal Üniversitesi olarak değiştirilmesi hususunda kamuoyu
yaratmak, etkili ve yetkili kişi ve kurumlar nezdinde bu değişikliğin yapılması
yönünde çaba sarfetmektir diye düşünüyorum. Zira İzzet Baba’ya layık olmak
demek, Şükran Günleri kapsamında “Şanzelize”de yürümek değil, O’nun bıraktığı
eserlere layıkıyla sahip çıkabilmek, onları gözetmek demektir. Ben kendi adıma
Milli Eğitim Bakanlığı’na, YÖK’e ve bu konuda değişiklik yapabilme gücüne sahip
her merciiye e-posta göndereceğim, sosyal medyada bu yönde kamuoyu oluşturmaya
çalışacağım. Cevap alamasam da yılmayacağım ve bir daha, bir daha göndereceğim.
Ta ki üniversitemizin adı Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’ne dönüşünceye kadar…
İzzet Baysal’ın adını taşıyan üniversitemizden mezun bir insan olarak üzerime
düşen vazife budur.