HAFIZ
Merhabalar.
Öncelikle ben dâhil neredeyse hiçbir dostum için güzel gitmeyen 2014’ten
kurtulduğumuz için şükretmek istiyorum. Ölümler, hastalıklar ve türlü çeşit
sıkıntılar insan için elbette. Ancak hepsi birden sökün edince insanda yaşama
şevki denen mefhum kalmıyor. İnşallah 2015 bir önceki seneyi aratmadan
hepinize, hepimize iyi şeyler getirir.
Kırk
yıl düşünsem kendimi dini konularda talkın verir hayal edemezdim, ama o da
oldu! Geçenlerde okuduğum bir haberdi beni bu yola sevk eden… AKP Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metiner’in bir televizyon programında, kamuda işe
yerleştirmelerde torpil iddialarıyla ilgili olarak sarf ettiği cümle açıkçası
beni bir Müslüman olarak rencide etti. Metiner Bu iddialarla ilgili olarak Cuma
günleri imamlarımızın hutbe sonunda okuduğu ayeti, siyasi görüşü çerçevesinde
yorumladı ve ayette “akrabanı koru, kolla”
denildiğini belirterek torpilli işe yerleştirme iddialarını kendince savundu.
Cuma
namazlarında okunan hutbelerin sonunda imamlarımız Nahl Suresi doksanıncı ayeti
ve meali okurlar. Ayette “İnnallâhe
ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri
vel bagy, yeizukum leallekum tezekkerûn.” Şeklinde buyuruyor Yüce
Yaratıcımız. Yani “Şüphesizdir ki Allah, ADALETİ, İYİLİK YAPMAYI ve YAKIN
AKRABAYI KORUYUP GÖZETMEYİ emreder; FUHUŞU, YASAKLANMIŞ İŞLERİ YAPMAYI ve HAKKI
GASPETMEYİ de yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” Sayın Metiner
haklı; ayette akrabayı koruyup gözetmek emrediliyor, ancak öncelikle ADİL OLMAK
emrediliyor. Ve aynı anda HAKKI GASP ETMEK de yasaklanıyor. Bir emri
cansiperane yerine getirirken, diğer emir ve yasaklardan hiç dem vurmamak, ayetteki
bir ifadeyi işine öyle geliyor diye ayıklayıp diğerlerini hiçe saymak, en hafifinden
üçkâğıtçılık ve laf cambazlığıdır, göz boyamadır. Gerçi attığı twitleri
“Bakara-makara” diyerek dalgaya vuran cambazlardan bahsediyoruz, Metiner’in yaptığı
çok da şaşırtıcı değil bu açıdan.
Binlerce
genç her yıl milyonlarca lira sınav harcı yatırarak ÖSYM’nin yaptığı Kamu
Personeli Seçme Sınavı’na başvuruyor. Öncesinde binlerce lira ödeyerek kaynak
kitaplar alıyor, kurslara gidiyor. Ne için? Bilgisi ve çalışması karşılığında
devlette çalışabilme hakkı elde edebilmek için. Bunun yolu da adaletli bir
eleme süreci olmalı elbette. Ancak iddialar karşısında Allah’ın ayetlerini işine
geldiği gibi yorumlayarak konuyu çarpıtmak; ipteki cambazı gösterirken cepten
cüzdan aşırmak gibi geliyor bana. Bu sizce adalet ile açıklanabilir mi?
Normalde
tüm insanlar eşittir; ancak günümüz dünyasında “bazı insanlar” daha eşittir!
Maalesef bu böyle… Sevgi ve saygılarımı sunuyorum değerli okurlar.