Kamu Vicdanı
Selam ve sevgiler değerli okurlar. Yine yoğun gündeme sahip bir haftayı daha geride bıraktık. Gerçi ne zaman yoğun olmayan bir gündeme sahip ki ülkemiz?!
Kuşkusuz en çok ses getiren olay, Kayseri’de 18 ay önce kaybolan üç yavrucağın katil zanlısının yakalanışı oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün direktifi ile görevlendirilen dönemin Konya Asayiş Şube Müdürü Ercan Taştekin önderliğindeki ekip, adeta ince işçilik örneği sergileyerek katil zanlısını yakaladı ve adalete teslim etti. Bundan sonraki süreçte yüce yargı son sözü söyleyecek ve zanlının mümkün olan en ağır cezayı almasını sağlayacaktır. Zira infial içindeki kamuoyu ve özellikle de öldürülen çocukcağızların aileleri yüce yargıdan ancak bunu beklemekte.
Elbette bu dava idam cezasının yeniden uygulamaya konulması boyutunda kamuoyu nezdinde çeşitli platformlarda tartışmaya açıldı. Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde 2002 senesinde ceza yasalarımızdan çıkarılan idam cezası, 1984 yılından bu yana da fiilen uygulanmıyordu zaten ülkemizde. Ancak Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun da konuyla ilgili bir mülakatta belirttiği gibi, kamu vicdanı bazı vakalarda bu cezanın şiddetli biçimde uygulanması yönünde hareket ediyor. Adaletin tecelli etmediğine ya da çok geç işlediğine inanan kesimlerce zanlıların, tatbikat için olay yerine getirilişleri, adliyeye sevkleri ve benzeri süreçlerde linç edilme girişimlerine muhatap olduklarını görüyoruz. İdam cezasının yaygın olarak değil belki ama özellikle bu tür davalarda uygulanması, kamu vicdanında yanan ateşin bir nebze de olsa hafifletilmesine fayda sağlayabilir.
***
Geçtiğimiz Salı günü Anıtpark’ı da kapsayan alanda ihdas edilmesi planlanan Kent Meydanı ile ilgili projeler, Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda gün yüzüne çıktı. Altı adet projenin tanıtıldığı toplantıya damga vuran ise Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın tokalaşmak üzere uzattı eli gazeteci Metin Ferah’ın havada bırakması oldu. Demokratik bir tepki olarak görülebilir, ancak Metin Bey’in tepkisi kişisel olarak Alaaddin Yılmaz’a bile olsa hiçbir manada şık durmadı bence. Kişiler Alaaddin Yılmaz’ı insan olarak sevmeyebilirler. İcraatlarından da hoşnut olmayabilirler. Ancak Kent Meydanı gibi çok çok önemli bir konuda konsensüs oluşturma amacı taşıyan bu geniş tabanlı toplantıda havada bırakılan el Bolu Belediye Başkanı Makamı’nın elidir; elin sahibi kim olursa olsun. Yasalarda belirtilmemiş de olsa bu bir nezaket kuralıdır. Bu tepkinin Metin Bey’e yakışmadığını düşünüyorum. Yeri gelmişken Kent Meydanı projelerinin bir meydandan daha çok bir ticari işletme mantığı ile hazırlandığı göze çarpıyor. Kamuya ait bir bölgenin üçüncü şahıslara Yap-İşlet-Devret mantığı ile teslim edilmesine gönlüm razı gelmiyor maalesef. Ayrıca hangi proje hayata geçirilirse geçirilsin olaya Anıtlar Yüksek Kurulu da bir aşamada müdahil olacak, mevzu uzayıp gidecek. Hakkımızda hayırlısı ne diyeyim…
Sevgilerimi sunuyorum değerli okurlar. Haftaya buluşmak üzere…