Büyük Adam
Merhabalar. Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım ve şehrimizin efsanelerinden Boluspor üzerine âcizane fikirlerimi beyan ettiğim yazım, hem de spor sayfasında yayımlanınca kendimi farklı hissettim. Dedim ya sporla ve özellikle futbolla çok yoğun ilgim kalmamış da olsa, gerçek spor yazarları gibi arka sayfada yazımın yayımlanmış olması bana gurur vermedi desem yalan söylemiş olurum. Elbette üzerime yapışıp kalan “sinopsis”in, spor sayfasında çıkan yazıma da başlık olması beni irrite etmedi değil. Ancak Boluspor’un Bolu Halkını biraraya getirebilme yeteneğinden de son derece mutlu oldum. Karşılaştığım konuyla ilgili ilgisiz herkesin Boluspor’un Süper Lige çıkacağı yönündeki inancı ve takımın etrafında kenetlenmesi, harika bir şey. Geçen yılki gibi iğrenç ayak oyunları sahneye konmazsa Boluspor’un Süper Lige son bileti alması işten bile değil. Ancak kafamın içindeki kurt, Süper Ligde hiç İzmir takımının olmaması nedeniyle Altay ya da Karşıyaka’dan birinin kayırılacağı yönünde beynimi kemirip duruyor ya, hayırlısı. İnşallah “Süper Lige Merhaba” başlıklı bir yazı yazabilirim önümüzdeki hafta köşemde… Başarılar ve bol şanslar Boluspor.
Merhabalar. Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım ve şehrimizin efsanelerinden Boluspor üzerine âcizane fikirlerimi beyan ettiğim yazım, hem de spor sayfasında yayımlanınca kendimi farklı hissettim. Dedim ya sporla ve özellikle futbolla çok yoğun ilgim kalmamış da olsa, gerçek spor yazarları gibi arka sayfada yazımın yayımlanmış olması bana gurur vermedi desem yalan söylemiş olurum. Elbette üzerime yapışıp kalan “sinopsis”in, spor sayfasında çıkan yazıma da başlık olması beni irrite etmedi değil. Ancak Boluspor’un Bolu Halkını biraraya getirebilme yeteneğinden de son derece mutlu oldum. Karşılaştığım konuyla ilgili ilgisiz herkesin Boluspor’un Süper Lige çıkacağı yönündeki inancı ve takımın etrafında kenetlenmesi, harika bir şey. Geçen yılki gibi iğrenç ayak oyunları sahneye konmazsa Boluspor’un Süper Lige son bileti alması işten bile değil. Ancak kafamın içindeki kurt, Süper Ligde hiç İzmir takımının olmaması nedeniyle Altay ya da Karşıyaka’dan birinin kayırılacağı yönünde beynimi kemirip duruyor ya, hayırlısı. İnşallah “Süper Lige Merhaba” başlıklı bir yazı yazabilirim önümüzdeki hafta köşemde… Başarılar ve bol şanslar Boluspor.
Aslına bakarsanız Bolu Halkını biraraya getirebilme hususunda en önemli figür hiç kuşkusuz İzzet Baysal. Yaşam tarzı ve geride bıraktıkları ile İzzet Baysal, “ölümsüzlük” denen fenomene sahip olmuş birkaç büyük adamdan biri. Koskoca bir şehir ona “şükranlarını” sunabilmek adına zamanını ve enerjisini sarfediyor. Dünyayı bilmem de Türkiye’de bu ilk ve tek, orası kesin. Benzer örnekler yok değil, ancak İzzet Baysal’ın hiçbir kaçamak yolu tercih etmeden (vergi indirimleri vb. taktikleri kastediyorum), anasının ak sütü gibi helal olan net kârından vakfetmesinin bir başka örneği yok. Şu şehr-i Bolu’da faydalandığınız bir unsur söyleyin ki, İzzet Baysal’ın ya da ailesinden bir ferdin adını taşmasın. Çok beylik bir laf olacak ama “beşikten mezara kadar İzzet Babanın eserleri ile haşır neşiriz”. Bir Şükran Günleri etkinliğinde, rahmetli henüz aramızda iken, bir salon etkinliğinde aynı havayı solumuş, bu denli yakın olmuştum rahmetliye. O dönemde Devlet Tiyatrosu salonu olan şimdiki Kardelen Sineması büyük salonunda yapılan toplantıda host olarak görev almıştım. Bir daire müdürümüzün kolunda salona teşrif etmişti İzzet Baba. Çok değil, bir metre ötemden geçerken, onca yaşına rağmen bu denli dinç, bu denli ışık saçan bir insan olması, ağzımı açık bırakmıştı adeta. Salondaki istisnasız tüm katılımcılar, canı yürekten ve müthiş bir enerjiyle ayakta alkışlamışlardı Babamızı. Vefat haberini duyduğumda ise Afyon’un Emirdağ ilçesinde vatani görevimi yapıyordum. Konduramadım. O sırada yanımda olan annemin, sanki kendi babasını kaybetmişçesine hüngür hüngür ağladığını hatırlıyorum. Eminim birçok anne aynı durumdaydı o anlarda… Hani “büyük adam olmak” diye bir ifade vardır ya; bu ifadenin etten kemikten örneği, insanın olmak isteyebileceğinden daha büyük bir adam O. Hayırseverlik kurumunu yücelten müthiş bir adam. Gerçekten Büyük Adam… Bugünlerde bir yerlerden bize bakıyor ve her zaman gülümserken anımsadığım muzip yüz ifadesi ile halkının kendisine sunabildiği kuru bir teşekkür mesabesindeki aktiviteleri izliyor. Bu teşekkürün kuru bir teşekkürde öteye gidebilmesi için, bu Büyük Adam’a layık olabilmek için, onun bize emanet ettiği vakfa daha fazla sahip çıkmamız gerekiyor. Mekânın cennet olsun Babacığım…
Bu haftalık ta bu kadar… Geçen haftalarda olduğu gibi bu hafta da yazılarımı internetteki kişisel internet sayfamdan, yeni alan adıyla www.karakayatansel.net.tc adresinden de okuyabileceğinizi hatırlatarak bitirmek istiyorum. Gelecek hafta Perşembe gününe değin hoşça kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder