Merhabalar değerli okurlar. Geride
bıraktığımız Ramazan Bayramının hiç kuşku yok ki en şoke edici olayı, Kuzeyin Oğlu lakaplı ses sanatçısı ve
yorumcu Volkan Konak’ın ani vefat
haberiydi.
Kuzey
Kıbrıs’ta verdiği bir konser sırasında sahnede fenalaşan sanatçı, olay anı ve
yerinde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. 1967 yılında Trabzon Maçka’da
başlayan hayat macerası, 2025’in 31 Martında Gazimağusa'da son buldu. 58 yıllık yaşantısı boyunca da istisnasız
herkesin hayatına dokundu müziği, şarkıları, yorumculuğu ve yaşam felsefesi
ile. Işıklar içinde uyusun.
Çok klasik
bir ifade olacak belki ama insanın hayat denilen bu kısacık serüvende daha çok
para ve servet yerine güzel anılar, aşk ve iyi insanlar biriktirmesi
gerektiğinin güzel bir örneğiydi Volkan Konak. Burs sağlayarak eğitimine katkı
verdiği onlarca gencin varlığından, ancak vefat ettiğinde haberi oldu
insanların. Çünkü eğitime yaptığı katkıyla, vergiden “yırtabilmek” gibi sığ bir amaç için
hareket etmiyordu. Dostlar alışverişte görmesindi onun için, hayırsever sanatçı
diye bir lakabı olmasın diyeydi. Onun amacı sadece fırsat eşitliği için
okyanusa birkaç su damlası bırakmaktı.
Müziği ve
yorumculuğu ile de milyonların hissettiklerine tercümanlık yaptı bir bakıma.
Herkesin bir derdi var olsa da içerisinde durup duran, canını yoluna koyduğu
mimoza çiçeğinden çekilmez bir adam sıfatına bürünüp uykusuz, aksi ve nalet af dileyen… İçine hapsolmuş çekirdeği olduğumuz bir yeşil eriğimiz de vardır illa
ki. Seyyah olup gezdiğimiz şu alemde, gün akşama kavuşsa da bizim
adamakıllı bir dosta kavuşamadığımız…Cerrahpaşa’ya olmasa da bizim de “vay sana” diyerek serzenişte
bulunacağımız bir yerlere koyduğumuz can yarıları da vardır, kim bilir?! (Gecenin ikisi, parmaklarım klavyede tıkır
tıkır işlerlerken kulaklığımda Cerrahpaşa çalmakta. Boğazımsa düğüm düğüm… Çok
etkiledi bu adamın ölümü beni nedense)
Kısacası bu
hayattan ve gönüllerimizden bir Volkan Konak geçti. Kendine has tavrı ve duruşu
ile kimilerinde derin bir kuyruk acısı oluştursa da ne içindeki Atatürk
sevgisinden ödün verdi ne de muhalif çizgisinden. (Yazarın Notu : Ölümünün ardından yazılı ve görsel basının bir kısmı ile
sosyal medyanın malum yerlerinden
gelen irin ve lağım dolu içerikleri de tarihin tuvalet deliğine atıp üzerlerine
sifonu çekmek geliyor içimden…)
Bugün, yani 4 Nisan tarihi de benim
kişisel yaşamımda değişik hissiyatta olduğum bir tarih. Dünyaya tam da bu günde
arz-ı endam etmişim. Ve doğduğum tarihin tam 40ıncı yıl dönümünde, yine bir 4
Nisanda annemi kaybettim. Hayatın ve kaderin traji-komik bir ironi anlayışı var
doğrusu. Yeri gelmişken kendini unutarak tüm yaşamını bana adayan sevgili
annemi de anmış olayım.
Tüm
kayıplarımıza ve Volkan Konak’a bir kez daha rahmet, hepinize de sevgi ve sanat
dolu günler diliyorum değerli okurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder