10 Mart 2010 Çarşamba

031-11.03.2010.Gitgide Çirkinleşen Hareketler Bunlar

Gitgide Çirkinleşen Hareketler Bunlar

 

Merhabalar… Ulusal ve yerel temelde medya eleştirisi yapmayan bir ben kaldım galiba. Ama çok sevdiğim bir programı eleştirme hakkım olduğuna inandığımdan bu işi rahatlıkla yapacağımdan kuşkum yok… Her Pazar akşamı Kanal D Televizyonu’nda yayımlanan ve bu kış üçüncü sezonunda izlediğimiz Çok Güzel Hareketler Bunlar adlı şov programın hakkında olacak eleştirilerim.

Başlangıçta hiç de fena bir fikir gibi gelmemişti: Genç ve yetenekli vatan evlatlarından müteşekkil bir tiyatro grubu her hafta perdelerini insanları güldürmek için açıyor, gençler hem yazıyor hem de oynuyordu. Hala da öyle yapıyorlar aslında ama sanki seviye biraz düştü gibi, ne dersiniz? İlk sezonunda denenmemiş bir formatın tezahürü olarak ekranlara gelen Ç.G.H. Yılmaz Erdoğan’ın yeğeni Ersin Korkut’un sıra dışı sempatisi ve komiklik karizmasına fazlaca yaslandığından da olsa gerek, özellikle 13 – 16 yaş grubu arasında popülarite kazandı. Ersin Korkut’un “çiçuv”larından sıkıldılar mı bilinmez, ikinci sezonundan itibaren “belaltı vuruşlar”a başlayan ekip, maalesef ki daha da sevildi. Esprilerin seviyesi ile birlikte izleyici kitlesinin yaş ortalaması da düştü. Yayımlanan neredeyse her skeç, Ç.G.H.’nin konsept ustası Yılmaz Erdoğan’ın deyimi ile en yüksek puan olan ÇÇGH (Çok Çok Güzel Hareket) olarak değerlendirildi. Kendisini derinlemesine tanımadığımdan kişiliği hakkında laf etmem doğru olmaz; ancak kelime oyunları ile güldürebilecek kadar lisanına hâkim bir mizahçının, düşen seviyeyle ters orantılı puanlar vermesini hayli manidar buluyorum. Özellikle “Hıyarlı Baba” namıyla anılan ve fazlaca terbiyesiz bir adamın resmedildiği tipleme, “Havuçlu Anne” namındaki isterik tiplemenin de katılımı ile tam anlamı ile (+18) bir hal aldı. Yaşları hayli ilerlemiş bu garip çiftin cinsel hayatları hakkında yaptıkları sıra dışı atışmaları ekranda izlemek beni rahatsız ediyor açıkçası. Rahatsızlığımı daha da artıran unsur ise bu tiplemelerin canlandırıldığı skeçlerin, büyük bir çoğunluğunu yukarıda bahsettiğim yaş grubundaki “çocuklar”ın oluşturduğu bir izleyici kitlesince takip edilmesi…  Hani televizyon yayınlarını koordine etmekle yükümlü olup da,  yalnızca reklamlardan  %5 pay alıp kenara çekilen, “Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması" şeklindeki Kanun maddesini uygulamamakta ısrarcı olan RTÜK diye bir kurul var ya, işte o kurulu göreve davet etmenin vakti geldi diye düşünüyorum. Kurulun, intihar eden plazma televizyonları resmeden reklamlar hakkında, aynı yasa maddesine dayanarak gösterdiği hassasiyeti, Yılmaz Erdoğan’ın alamet-i fârikası olan Ç.G.H. için de biraz göstermesi gerekiyor. Fakat maalesef RTÜK’ün Ç.G.H. hakkındaki tek hassasiyeti, programın başlangıcında sayılan dershane ve kolej isimlerinin Özel BİP Koleji, BİP Dershanesi şeklinde söyletilmesinden ibaret!!! Programın yayımlanan son bölümünde Yılmaz Erdoğan BİPler hakkında konuşurken; “Biz gençlerimizi hür bırakıyoruz. Büyükleri biplesin. Biz sansür uygulamıyoruz.” mealinde bir söylemi dile getirdi. Fakat kanımca “sansür” ve “otokontrol” arasındaki farkı birilerinin Yılmaz Erdoğan’a anlatması gerek. “Başkaları biplesin” demek, bence biraz kolaycılığa kaçmak oluyor sizce de öyle değil mi? Son bir söz de programı yerinde izleyen ve “Yılmaz Hoca”nın her dediğine hilafsız alkış tutanlara olacak: Bilete 85 Lira veriyor olmanız, inanmadığınız / katılmadığınız şeylere onay vermek için el çırpmanızı gerektirmez. Yoksa lider sultası altında, hür iradesini yasama faaliyetlerine yansıtamaz tarzda el kaldırıp indiren Patagonya vekillerden ne farkınız kalır?! 

Önümüzdeki hafta da bam teline dokunan yazılarımla burada olacağım. Takip gazetemizde yayımlanan yazılarımı internetteki www.karakayatansel.net.tc adresinde bulunan kişisel internet blogumdan da okuyabileceğinizi bir kez daha anımsatmak isterim. Tekrar görüşene değin sevgiyle kalın değerli dostlar…

Hiç yorum yok:

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...