SimCity 5: Claudiopolis
Merhabalar sevgili okurlar. Bir süredir Bolumuz’un caddelerinde hummalı çalışmalara şahit oluyoruz. Doğma büyüme bir Bolulu olarak, gördüklerim hakkında âcizane yorumlar yapma hakkını kendimde bulduğumdandır ki bu yazıyı kaleme aldım.
Öncelikle yazımın başlığındaki ifadenin ne anlama geldiğini açıklayayım: SimCity, 1991 yılında piyasaya sürülen ve o tarihten bu yana da çeşitli sürümlerle bilgisayar oyunları âleminde müdavim kitlesini oluşturmayı başarmış bir bilgisayar oyunu. Oyunun temelinde kendi şehrini kurmak ve onu yönetmeye çalışmak yatıyor. Adından da anlaşılacağı üzere bir simülasyon yani benzetim oyunu… SimCity’de amaç, Belediye Başkanı olup şehirde yaşayanların yaşam kalitesini yükseltmek ve altyapı yatırımları ile şehrin değerini artırmak. Gelir elde etmek için vergiler ihdas edebiliyor, elde edilen gelirlerle şehrin güvenlik, eğitim, sağlık, enerji kaynakları vb. sorunlarının üstesinden gelmeye çalışıyorsunuz. Elbette söylendiği kadar kolay değil bunları başarabilmek. Sağlam bir simülasyon olduğundan Belediye Başkanı statüsü ile yapacağınız herhangi bir yanlış hamleden sonra koltuğu kaybetmek, yani oyun dışı kalmak işten bile değil. Hatta bazı tartışma platformlarında SimCity oynayıp başarılı olamayan kişilerin, Belediye Başkan adayı olmasının engellenmesi taleplerinin “mecazen” dile getirildiğine şahit olmuştuk. Dediğim gibi, oyunun piyasada olan birçok sürümü var. En son çıkan resmi sürümün numarası (4). Yani biraz alegori yapabilmek adına yazımın başlığında kullandığım (5) numaralı bir sürüm aslında yok. Sanal dünyada yok belki ama gün be gün şahit olduğumuz manzara oyunun yeni sürümünün Bolu’da cereyan ettiği izlenimini bırakıyor insanda.
Yaşadığım mahallenin yanı başında bir buçuk ay gibi bir süredir devam eden (ya da devam edemeyen) bir çalışma var. İsmetpaşa Caddesi’nin Hastane Caddesi ile kesiştiği noktada bir yapboz oyunudur sürüp gidiyor. Önce bahsettiğim bu kesişme noktasındaki Kökez çeşmesinin önüne, hilkat garibesi tarzında bir yarım adacık yapılarak etrafı bordürlerle çevrildi. Özel Halk Otobüslerinin güzergâhı da Hastane Caddesinden Şemsi Ahmet Paşa Caddesi’ne kaydırıldı. Kadın Doğum Hastanesi çevresinde bulunan ve çokça kullanılan iki adet durak da, hoparlörden yapılan anonstaki ifade ile “terk edildi”. Düşünün bir; Stadyum Caddesi’nin köşe başındaki duraktan Bulvar Caddesi Tuser Apartmanı karşısındaki durağa kadar yüzlerce metrelik mesafede durak kalmadı! “Yanlışlık” bir hafta kadar sürdü. Gelen tepkilerin ertesinde güzergâh eski haline, “terk edilen” duraklar da yeniden işler hale getirildi. Bu arada Erol Özkan Kökez Çeşmesi önündeki “muhteşem” yarımada da iptal edilerek bordür taşları söküldü ve alan yeniden asfaltlandı. Bu çalışmalar çerçevesinde Orman Müdürlüğü’nün bahçesinden geçen yaya yolu da genişletilmeye başladı. Zannederim bu genişletme işi, bahsettiğim yaya yolunun araç trafiğine açılması ile alâkalı. Bakalım burası ne zaman eski haline çevrilecek!
Şimdi asıl soru şudur: Bunları kim ya da kimler planlıyor? Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz’ın eskizlerini “peçeteye” çizdiği bir şey olmasa gerek. Kim planlarsa planlasın bu aksaklıklar Başkan’ın elinde patlıyor kanımca. Yapılan maddi masrafların haricinde harcanan işgücü ve zamanın muhasebesi ise vergi veren bir yurttaş olarak beni germeye yetiyor da artıyor bile. Kimsenin benim paramı bu kadar saçma yöntemlerle bu kadar plansız ve pervasızca harcamaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Son dönemde dillere iyice pelesenk olan “demokratik ülkelerde” bu gibi durumların sorumluluğunu birileri üstlenir. Tamam, sorumlular Japonlar gibi harakiri yapsın demiyoruz da, en azından özür mekanizması çalışmalı değil mi ama? Bu küçücük bir örnek… Yakın zamanda, Bolu’ya büyük bir meydan kazandırmak amacıyla Hükümet Meydanı araç trafiğine kapatıldı. Güzel, hayırlısı olsun… Ama birkaç dönem sonra birileri çıkıp “benim gözüme hoş görünmedi bu iş kardeşim. Tekrar trafiğe açalım burasını.” derse bunu kimse durduramaz diye düşünüyorum. Genetik kodlara işlenmiş bir şey gibi “benden öncekinin yaptığı herşey tu kaka” düşüncesi her daim hayata geçirilegelmiştir çünkü. Sen seyreyle ondan sonra cümbüşü!.. Kişiler, alın teri döktükleri parayı harcarken yeri geliyor bin kere düşünüyorlar da milyarlarca liralık bu tarz işler için halkın parasını harcarken neden azıcık olsun düşünmüyorlar hayret doğrusu!
Sevgiler sunuyor, haftaya tekrar görüşme arzusunda olduğumu ifade etmek istiyorum sevgili okurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder