7 Mart 2012 Çarşamba

0053-08.03.2012.Yalak A


Yalak A

Merhabalar. Bu hafta sizlerle paylaşacağım konunun kahramanları kaba tabirle yalakalar

İlginç bir şekilde etrafımızın yalakalarla çevrili olduğunu düşünmeye başladım. Ne tarafa baksam mutlaka bir yalaka ile karşılaşıyorum. İş hayatında patrona yalakalık edenlerden, siyasette güç sahiplerine şaklabanlık edenlere kadar… Aslında temel sorun bu insanların yalakalık yapmalarından çok yalakaların varlığından medet uman güç sahipleri. Hiç sevmem yalakaları, ama kendine yalakalık edenlerle gerçek dostları ayırt edemeyenlerden ise nefret ederim. Zira yalaka dediğimiz kişi güce tapar. Kendisi, neresini yırtarsa yırtsın asla bir baltaya sap olamayacağından, hasbelkader bir yerlere gelebilmiş olan güç sahiplerinin eteğine yapışıp, bir at sineği misali hayatını sürdürmek zorundadır. Oysa yalakalığa maruz kalanların daha dikkatli olmaları ve bu at sineklerinin her devrin adamı olduklarının bilinciyle “gelen ağam giden paşam” diyeceklerini çok iyi bilmeleri gerekir.  Maalesef onlar da sayısal üstünlüğe ve kelle hesabına önem verdiklerinden bu şaklabanların varlığı ve sayısı onlara gizli bir haz verir. Lafa gelince yalakalığı, dalkavukluğu sevmezler ama günden güne  “kahverengi dilliler”  bu insanların gücünün kaynağı olmaya başlar.

Geçenlerde bir dostumun aktardığı anekdotu, sizin için de canlı bir örnek teşkil edeceğini düşündüğümden burada paylaşmak istiyorum. Bu dostumun çalıştığı yeri kalabalık bir ofis gibi düşünebilirsiniz. Aynı bölümdeki iş arkadaşlarından bir bayan, işyerinin ortaklarından birinin orada çalışan eşi ile muhabbeti iyice artırmış. Öyle ki mola saatlerini bile patron eşininkilerle aynı zamana denk getirmeye başlayan bu hanımefendi, yapması gereken işlerin büyük bir kısmını da bu muhabbete dayanarak bahsettiğim dostuma “kakalamaya” başlamış. Yeteneksizlikten mütevellit eksikliğini, patron eşine yalakalık yaparak bertaraf etmeye çalışan yalaka tipinin canlı bir örneği bu hanımefendi.

Bir de sahip olduğu aşağılık kompleksini, ağır abi tadında laflar ederek gidermeye çalışan bir yalaka tipi vardır ki onun da yegâne örneği Nihat Doğan hazretleridir. Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında sarf ettiği sözlerle erkekliğin değilse bile yalakalığın kitabını yeniden yazdı bu arkadaşımız. Bu ülkenin yetiştirdiği en önemli sanatçılar hakkında söylediği haddini aşan sözler, bu sözde “ağır abinin” kimlere nasıl yalakalık etmek istediğinin bir göstergesi. Ne kadar yalakalık ederse etsin bu durum, adı geçen şahsın, otel odalarında bir başka “sanatçı müsveddesi” ile grup olarak fuhuş yaptığı gerçeğini kimseye unutturamaz.

Hepinize kahverengi dilli yalakalardan uzak günler diliyorum değerli okurlar.

Hiç yorum yok:

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...