27 Aralık 2012 Perşembe

0062.28.12.2012.Böcük


Böcük

Selam ve sevgiler sunuyorum değerli okuyucularım. Ülkemizde gündem o denli hızlı değişiyor ki, maazallah ciddiyetle takip etmeye çalışanın başını fırıl fırıl döndürecek cinsten bir hız bu… An itibarıyla en son değişim, Başbakan’ın ofisinin böcek diye tabir edilen elektronik cihazlarla dinlenildiği ya da dinletildiği iddiasıydı. En azından ben bu satırları yazarken öyleydi. Siz okurken gündem neye evrilir bilmem…

Hafta başında Belediye Başkanımız Sayın Alaaddin Yılmaz da makam odasında böcek bulunduğunu ifşa edenlere katıldı. Var mıdır yok mudur, varsa gerçek midir değilse can sıkmak, ürkütmek için konulan “fake” yani sahte bir şey midir o ayrı bir tartışma konusu. Ama bildiğim bir şey var ki Alaaddin Bey’in ya da Tayyip Bey’in odasına kadar sızabilme yeteneği olan kişi ya da kişilerin, börtü böcekle uğraşmalarının saçma olduğu. Adına “cep telefonu” dediğimiz şu gâvur icadı nesneler, böcekten daha iyi bir dinleyicidir, orası kesin. Öyle olmasaydı eğer ABD’nin en önemli ve CIA’dan daha gizli ajansı diyebileceğimiz NSA, dünyadaki tüm telefon ve SMS trafiğini denetleyip kaydetme işiyle uğraşmazdı. ECHELON adındaki uyduyu kullanarak yapılan bu casusluk operasyonu ile insanların en mahrem durumları bile kayıt altına alınmakta. Dolayısıyla böcek ilaçlama servislerini aramaya gerek olmadığı kanaatindeyim. İşin ilginç yanı, “beni de dinliyorlar” diyecek onlarca kişinin sıraya girecek olması bence.

Gündem kadar hızlı bir diğer şey de kişi, olay ya da kavramların içinin boşaltılma hızı. Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir habere göre Çanakkale’de artık rehberler Seyit Onbaşı’yı anlatmayacakmış. Hatırlatmak gerekirse; Seyit Onbaşı (Seyit Ali Çabuk – 1889-1939) Topçu Eri olarak Mecidiye Tabyası’nda görevli bir Osmanlı Askeriydi. Topa mermi süren ray mekanizmasının hasar görmesi sonucu 275 kilogramlık top mermilerini sırtında taşıyarak Fransız zırhlı gemisi Bouvet’e ağır hasar verdirmiş, asil bir vatan evladıdır Seyit Onbaşı. Şimdi ise Gelibolu Yarımadası Milli Parkı Müdürlüğü’nün çıkardığı rehberden bu kahraman vatan evladının adı ve yaşadığı olay çıkarılıyor. Gerekçesi de; Mecidiye Tabyası’nda o gemiye ulaşabilecek topun olmadığı iddiası ve gemiyi batıran merminin nereden geldiğinin belli olmaması!.. Bu fikri de kerameti kendinden menkul bazı “hoca”ların ders notlarına dayandırıyorlar. Önceki yıllarda da Fatih’in İstanbul’u fethi sırasında gemileri karadan yürütmediği, böyle birşeyin mantığa aykırı olduğu iddia edilmişti bazı aymazlarca. Bazı şeyler maddesel kanunlarla, akıl ve mantıkla değil fizikötesi ile, insanüstü çabayla açıklanır. Fatih’in gemileri karadan yürüterek Haliç’e indirmesi gibi, Seyit Ali’nin akla sığmaz şekilde 275 kiloluk mermiyi, hem de üç defa kaldırması gibi… “Böyle bir şey yoktur” diye kestirip atan tiplemeler de aslında yaşadıklarını iddia ediyor ama aslında yaşamıyorlar bence. Yok hükmündeler benim gözümde…

Sevgi ve selamlarımla iyi haftalar, mutlu yıllar diliyorum değerli okurlar.

Hiç yorum yok:

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...