SUMUD'UN FERYADI GAZZE'NİN DİRENİŞ GEMİSİ

Göynük'ün üzerine günden güne çökmekte olan serin sonbahar rüzgârı kışı günbegün yaklaştırıyor ve kahvemi yudumluyorken, uzak diyarlardan gelen bir haber yüreğimi sızlatıyor yine. Uzak diyoruz ama aslında günümüzde artık dünya küçücük bir köy gibi.
O haber, sadece bir filo meselesi değil; insanlığın vicdanını yoklayan bir çığlık. İsrail-Filistin arasındaki bu kanlı mücadele, yıllardır damarlarımızda zehir gibi dolaşıyor. Aslına bakarsanız mücadele demek için birbirine denk ya da birbirine yakın güçlerin ortada olması gerek. Gazze'nin o dar sokaklarında, açlık ve bombalarla boğuşan çocuklar, her sabah yeni bir umutsuzlukla uyanıyor. Ve işte tam bu karanlığın ortasında, "Sumud" –Arapça'da "direniş" anlamına gelen o güzel kelime– bir gemi filosu olarak denize açıldı. Küresel Sumud Filosu, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola koyuldu; ama İsrail donanması, bir kez daha vicdansız bir kuşatma ile karşısına dikildi.
Hatırlıyorsunuz değil mi, 2010'daki Mavi Marmara olayını?O zaman da aktivistler, barış elçisi olarak yola çıkmışlardı. Dokuz canımızı alan o vahşet, bugün Sumud'la bir kez daha vücut buluyor. Filo, 15 gemiden oluşan bir umut konvoyu olarak yola çıktı. Yiyecek, ilaç, bebek maması yüklü. Amaçları basit; Gazze'deki kıtlığı, İsrail'in kuşatmasını delmek. Filoda 56 Türk aktivist vardı; doktorlar, gazeteciler, sıradan vicdan sahipleri.
Düşünün, Göynük'ten bir komşumuz olsa o gemide, ne hissederdik? İsrail ordusu, dün gece (1 Ekim’i 2 Ekim’e bağlayan gece) filoya müdahale etti: 37 Türk, onlarca yabancı aktivist gözaltına alındı, gemiler Aşdod (ya da Aşkelon) Limanı'na sürüklendi. Birkaç tekne hâlâ Gazze'ye doğru direniyor, ama ne kadar? Bu, sadece bir baskın değil; insanlığın utancı.
Peki, neden hâlâ susuyoruz? Filistin meselesi, sadece Arap coğrafyasının değil, tüm dünyada vicdan sahibi olan herkesinmeselesi. İsrail'in Gazze ablukası, Birleşmiş Milletlerraporlarına göre bir "insanlık suçu". Yüz binlerce Filistinli, açlık ve susuzlukla boğuşurken, dünya liderleri kınama mesajları yayınlıyor, ama eylem nerede? Sosyalist siyasi görüşe sahip İspanya Başbakanı Pedro Sánchez önderliğinde Filistin ile diplomatik ilişki kurulması, yani Filistin devletinin resmen tanımak haricinde eylem ortaya koyan yok gibi!
Sumud Filosu'na saldıran İsrail'e, BM'den, Avrupa Birliği'nden tepkiler yağdı: "Bu, uluslararası hukuku hiçe saymak!" diyorlar. Ama kınamak yetmez ki! Aslına bakarsanız Sumud amacına ulaştı, çünkü İsrail zulmünü dünyaya haykırdı. Evet, o gemilerin çoğu müdahale neticesinde ulaşmak istediği menzile ulaşamadı belki, ama direniş dalgası yayılıyor. Türk aktivistler ise hâlâ gözaltında; aileleri Tel Aviv kapılarında bekliyor.
Sevgili dostlar, Sumud'un gemileri durduruldu belki, ama direniş ruhu denize açıldı. Gazze'nin çocukları için, Filistin'in toprağı için direnmek, hepimizin borcu. Bu zulüm bitsin diye, yüreğimizdeki sumudu yeşertelim. Eliyle ya da diliyle bir şeyleri düzeltemiyorsa insan en azından yüreği ile mücadele etmeye çalışmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder