19 Temmuz 2012 Perşembe

0057-20.07.2012.Fütüristik Bakış


Fütüristik Bakış

Selam ve saygılarımı sunuyorum değerli okurlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’u partisine davet etmesi ile başlayan süreçte, Bolu’da da siyaset mevsim normallerine göre bir hayli hareketlendi. Bu süreçte sevgili ağabeyimiz Mustafa Cop’un sosyal medyada yönelttiği bir soru, bu yazının kaleme alınmasında ilham kaynağı oldu. Soru özetle şuydu: Fütüristlere göre üç yıl sonra Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül Başbakan, Ana Muhalefet Lideri Mustafa Sarıgül, Belediye Başkanımız Alaaddin Yılmaz ve Milletvekilimiz (ya da vekillerimizden biri) Abdullah Uzun’muş. Siz ne dersiniz? Sosyal medyada kendisine verdiğim cevabı sizlerle de paylaşmak isterim.

Abdullah Gül’le başlamak isterim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya sonrası aktif siyasette yer alacağını sanmıyorum kendi adıma. Kaldı ki kendisi de bu yönde bir düşüncesi olmadığını birkaç defa kamuoyu ile paylaşmıştı. Siyasetçiler ve sokaktaki vatandaş nezdinde Çankaya’dan aktif siyasete dönüş, “tenzil-i rütbe” gibi algılanır genelde. Bu algıyı rahmetli Özal yıkmaya niyetliydi. Ömrü vefa etseydi ANAP gibi sıfırdan bir parti kurup başına geçmek ve yeniden aktif siyaset içinde yer almak arzusundaydı, ancak maalesef ömrü vefa etmedi.  

Tayyip Bey’in de Başkanlık Sistemi gelmeden (ya da Başkanlık Sistemi’ni getirmeden) Çankaya’ya çıkacağına ihtimal vermiyorum. Zira bir aksiyon adamı olan Erdoğan, siyasetteki kaba tabirle “Çankaya Noterliği”ni sindiremeyecektir. Genel algı “Tayyip Bey Çankaya’ya Numan Bey Başbakanlığa” olsa da Başbakan’ın amacının bu türden bir Putin – Medvedev gelgiti oluşturmak değil, tam tersine kendisinden sonra güçlenme olasılığı yüksek bir siyasi hareketi ve onun liderini kurduğu partinin potasında eritmek olduğu derinlemesine tahlil edilmesi gereken bir hamledir.

Belediye Başkanlığı’na gelirsek; benim şahsi kanaatim Alaaddin Yılmaz’ın bir dönem daha bu görevde devam etme olasılığı %50’dir bence. Zira Başkan’ın kamuoyunda yarattığı sevilme / nefret edilme oranı amiyane tabirle “fifty / fifty”… Kendi partilileri dahil! Bu bağlamda Alaaddin Bey göreve devam etse de görevden ayrılsa da bugün sergilediği icraatlarının sonuçları bir 10 yıl sonra anlaşılabilecek diye düşünüyorum. Yeri gelmişken söyleyeyim; kamuoyundan alacağı tepkiye rağmen altyapıya bu denli eğilebilmek de cesaret işidir.

Gelelim Abdullah Uzun’a… AK – HAS birleşmesi sonrasında Ak Parti İl Başkanı olması hususunda şimdiden pazarlıkların döndüğü bir ortamda Uzun’un çok fazla “yerel” kalması uzak olasılık gibi geliyor bana. “Ankara’nın yolları taştan” türküsü çığırarak Bolumuz’u temsil etmeye soyunacaktır. Bir dönem sonrasında onu da Meclis kürsüsünden “Devletin varlığı ve bağımsızlığını…” diye başlayan yemini ederken görebiliriz.

Son olarak Sarıgül… Baykal döneminden bu yana CHP’nin gölge genel başkanı gibi algılandığı kesin. Dünya görüşleri birbirine zıt olsa da Tayyip Bey’deki lider karizması Sarıgül’de de var. Nadasa bıraktığı “Türkiye Değişim Hareketi”ni yapılandırması ve 2002’deki Ak Parti gibi sıfırdan siyaset arenasında boy göstermesi de bir seçenek gibi görünse de ben, toplumda antipatik algısı olan CHP’yi karizması ile kitlelere açabileceğini düşünüyorum. CHP tabanının bir seçim kaybına daha tahammülü olmadığına inanıyorum. Aksi bir durumda Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkalığı tartışmaya açık hale gelecektir. Yeri gelmişken belirtmeden geçemeyeceğim. Artık CHP’nin “kurultaylar partisi” imajından bir an önce kurtulması gerektiğini düşünüyorum. Ak Parti Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu açılımları üzerinde çalışırken, CHP bilmiyorum kaçıncı Kurultayını düzenliyordu.

Bekleyelim görelim diyor ve hepinize iyi haftalar diliyorum değerli okurlar.

Hiç yorum yok:

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...