BİR DÜNYA
MASALI; KÜL, SU, ET, PETROL VE BARIŞ(!)
Havalar ısındı,
ormanlarımız yine cayır cayır. Sanki her yaz şaşırmamız gerekiyormuş gibi. Bu
işin de uzmanları (!) var; televizyonlarda vileda sopasıyla ahkam kesen, ama
onları dinleyen pek yok. Görevdeki helikopter pilotları ve halkın cansipreane
özverisi ise gerçek bir kahramanlık öyküsü…
Gelelim su
faturaları meselesine… Su, su dedikleri şey H2O değil artık: Halkın 2 kat Oyulması.
Faturalar öyle bir gelmeye başladı ki sanki her gece evde bir olimpik havuz
dolduruyoruz veya tadilat sonrası hizmete alınan tarihi Gazi Süleyman Paşa
Hamamı’nın su ihtiyacını Göynük halkı olarak biz karşılıyoruz!.. Korkuyorum
yarın öbür gün kapıma belediye zabıtaları dikilip hesap soracak diye… Hadi
Merkez ilçede olsak sosyal demokrat tanju beyin yeni oyuncağı Audi Q8’inin
parasını ödüyoruz diyeceğiz de Ali Başkan hala 20. Yüzyıldan kalma
Mercedes’e biniyor.
İklim kanunu
çıkıyor. “Karbon salınımını azaltacağız!” diyorlar. Evet evet, önce
karbonu salanları azaltalım. Evde, köyde, çarşıda, pazarda gereksiz
yellenmeleri asgariye indirelim! Bir de
yapay et konuşuluyor. Buzdolabını açınca içinde et bulamıyoruz ama yapay umut
bol. Laboratuvarda üretilmiş etle çevre kurtulacakmış. Heyhat! Dana değil ama “dana
gibi yalan” besliyoruz hep birlikte. Benzer bir yalanı da covid
pandemisinde dünya sağlık örgütü adlı gereksiz organizasyon, aşılar konusunda
dayatma yaparak söylemişti. Daha genç diyebileceğimiz insanlar, hiçbir belirti
olmaksızın kalpten gidiyor patır patır. Bir de bu etlerin tadına bakan
influencer’lar var: “Gerçeğinden ayırt edemedim.” diye ballandırarak
anlatıyorlar. Canım kardeşim, sen dahil yıllardır gerçek mi değil mi ayırt edilemeyen
bir yığın tipleme ile aynı ortamda yaşıyoruz biz zaten.
Petrol deseniz…
NASA’dan özel izin alıp pompa başında roket fırlatıyoruz adeta. İran-israil
savaşından ötürü rekor ölçüde yükseliyor, bir günlüğüne indirim geliyor, sonra
hadi bakalım yine zam. Zam mı dedim? Affedersiniz, zam değildir o, fiyat
ayarlamasıdır. Zam olsa duramazsınız! Araç sahibi olmak bir ayrıcalık oldu, ekonomi
işi. “Depoyu fulledim” demek artık şaka değil, zenginlik göstergesi.
Bugün 1 litre benzin, 1 litre sütten daha değerli. Arabaya süt koysan hem daha
ucuz hem daha besleyici! (Yazarın Notu: Bu sadece bir espridir. Lütfen
depoya süt koyma gibi yaratıcı çözümler denemeyiniz! Yazarın notunun
sonu)
Ve son olarak:
Ortadoğu… Yani “Barış” kelimesinin daimî tatilde olduğu coğrafya. Herkes
barış istiyor ama her ne hikmetse herkesin elinde silah var. Demokrasi götürme
bahanesiyle ülkeleri toz duman edenlerin cebinde hâlâ o yüz yıl önceki petrol
haritası duruyor. “İnsanlık dramı” diyerek haber bültenlerinde
ağlayanlar, reklam arasında savaş sanayi şirketlerine yatırım yapıyor.
Velhasıl
sevgili okur, bu dünya yangın yerine döndü; hem gerçek anlamda hem mecazen. Ama
siz yine de suyunuzu tasarruflu kullanın, yapay etin son kullanım tarihine
dikkat edin, mümkünse benzinli / mazotlu araçlar yerine bisiklet hatta daha
iyisi tabanvayları kullanın ve Ortadoğu haritasına bakarken sadece gözlerinizi
değil, vicdanınızı da kullanın. Yoksa kül olmak, en masum sorunumuz olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder