MOBİLİTE
“Eskiden
böyle miydi?” diye söze başlayacağım için nostaljik bir yazı okuyacağınız
düşünüyorsanız yanıldınız değerli okurlar. Eskiye özlem temalı bir yazı
olmayacak bu. Belediyemizin halkımıza moral vermek üzere düzenlendiğini beyan
ettiği ve ulusal basına da konu olan şu meşhur mobil konser otobüsü bana eskiyi
anımsatan.
Tamamen
“iyi niyetle” kotarıldığına inanmak istediğim ve hem evlerine tıkılı kalan
halkımızı eğlendirmek hem de mahalli sanatçılara destek niteliğinde olduğu
iddia edilen mobil konserler, bildiğiniz üzere polisimiz tarafından, biraz da
heyecan verici bir şekilde, durduruldu. Düzenlenme gayesi gerçekten de
belirtildiği gibi iyi niyet bile olsa uygulanış yöntemi ve sürecinin
başlangıçta var olduğuna inanmak istediğimiz düşüncelerle çok da bağdaşır yanı
olmadığı kanaatindeyim. İşin yasal boyutu bir tarafa, aslında irdelenmesi
gereken nokta, gürültü kirliliği bence. Başlangıçta eskiye özlem dememin asıl
sebebi buydu. Çocukluk çağımda komşulardan cenazesi olan biri olduğunda,
kaybedilen sanki kendi ailemizden biriymişçesine bizim evde de televizyon
açılmaz, arkadaşlarımızla sokaktaki şen şakrak oyunlarımıza bir süre ara
verirdik. Bu bir saygı göstergesi, adeta yazılı olmayan bir kuraldı. Oysa
geldiğimiz noktaya bakınca geçmişteki bu naif tutumun bizzat belediye eliyle
yok farz edildiğini görüyoruz. Tamam, insanımızın bir kısmı evlerine adeta
hapsoldu, bu durumdan sıkıldı. Ama adına ister mobil konser deyin ister gürültü
patırtı, bu yüksek sesli uyarıcılara insanları maruz bırakmamalısınız. Evinde
hastası olanlar olabileceğini, bir yakınını yakın zamanda salgın hastalık ya da
başka bir sebepten kaybetmiş yaslı insanların varlığını unutmadan bu
aktiviteleri yapmak daha doğru olmaz mı? Kaldı ki teknoloji artık her birimizin
cebinde. Mobil konser veya diğer moral aktiviteler dijital kanallardan da
gerçekleştirilebilir. Çok daha fazla insana ulaşabilirken bunu bir zorlama ile
gerçekleştirmemiş olursunuz. Artık şu Erkal Zenger tarzı, cazgır kafayı biraz
değiştirmek gerek sanki. Özellikle seçim öncesi propaganda dönemlerinde şahit
olunan bangır bangır gezen araçlar fenomeninin, insanların oy verme fikirlerine
olumlu yönde etkisi olmadığının görülmesi gerektiği gerçeği ortadayken mobil
konser düzenlenmesi ne kadar dahiyane bir fikirdir bunu anlayışınıza
bırakıyorum.
Olayın bir
diğer boyutu da otobüsün polisimiz tarafından engelleniş biçimi. Konu ile
ilgili videoları izledim. Güvenlik Şube Komiseri ve Belediye görevlisi
arasındaki gayet medeni bir tartışmaydı ama sanki müdahale ediş biçimi biraz
daha sakince olabilirdi gibi geliyor bana. Yine de olayın her iki tarafını da
sağduyulu tutumlarından ötürü kutlamak gerek.
Olaydan
çıkarılması gereken bir ana fikir varsa o da “empati”dir bence. Yani
karşısındakinin duygularına, onun gözünden bakabilme yeteneği… İnanın bana
ülkemizin bütün sorunlarının temelinde kendisini karşısındakinin yerine
koyamama yatmakta. Bunu gerçekleştirebildiğimiz gün, işte asıl o zaman “Almanya
bizi kıskanıyor” olacak. Biz görebilir miyiz bilemem de umarım gelecek nesiller
şahit olur o zamanlara. Sevgiyle kalın değerli okurlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder