11 Şubat 2009 Çarşamba

008.03/08/2007 Sinopsis

Selam ve sevgiler… Her Cuma olduğu gibi bu Cuma da pür sinema ile dolu bir yazı ile birlikteyiz. Yaz dönemlerinde genelde kısır sezonlar geçiren sinema sektörünü bu yıl biraz daha hareketli görüyorum. Sinemalarda birbiri ardına kaliteli ve nitelikli yapımlar gösterime giriyor. Gözümüz yollarda beklediğimiz yapımları, “Gelecek Program” ya da “Pek Yakında” başlığı altında görüyor ve beklenti içinde yutkunuyoruz. Umut Sanat’a bu aşamada fazlasıyla müteşekkiriz. İlimizde tek bir sinema salonunun var olduğu o primitif günleri anımsıyor, makûs talihimize yandığımız anların sıkıntısını sona erdiren ve adındaki “Sanat” sözcüğünü sonuna dek hak eden bir kuruluşa ancak şapka çıkartılması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
İşte haftalık değerlendirmemizdeki ilk film:
PLANET TERROR (Dehşet Gezegeni) (imdb puanı: 8,5)
Tarantino – Rodriguez ikilisinden ortak bir çalışma daha! Geçen hafta anımsayacaksınız ikilinin nadide ellerinden çıkan Deathproof (Ölüm Geçirmez) adlı filmi değerlendirmeye çalışmıştım dilim döndüğünce. Beklentilerimiz gerçek oldu ve ikileme olarak adlandırabileceğimiz serinin diğer halkası Planet Terror (Dehşet Gezegeni) adlı filmi izleme şansımız oldu. İlginç ve kimilerine son derece bayağı gelebilecek olan filmin arka planında kuvvetli bir öykü olduğunu söyleyemeyiz. Zaten B sınıfı filmlerin temel özelliği; sağlam bir altyapısı ve uzun bir ön hazırlık aşaması olmayan, birkaç günde çekimlerinin ve montajının bitirilerek sürüm yapılan, gişede başarı beklenmeyen filmler olmasıdır. Dehşet Gezegeni’nde de buram buram bu havayı kokluyorsunuz. Bazı sahneleri, korku ve gerilim klasiğine dönüşen Saw (Testere)’dan bile vurucu sayılabilecek olan filmde Tarantino’nun olmazsa olmazı kanlı vahşet sahneleri bolca kullanılmış. Bazı sahnelerde ise gülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Cherry rolünde izlediğimiz Rose Mc Gowan’in, yaratıklarca koparılan bacağının yerine takılan makineli tüfekle sağa sola ateş ettiği sahnelerde şahsen “koptum”.
Robert Rodriguez gerçekten yetenekli ve bir o kadar da üretken bir yönetmen. Önemli filmleri arasında; 1995 yapımı Desperado ve onun devamı olan 2003 yapımı Once Upon a Time in Mexico (her ikisinde de Salma Hayek ve Antonio Banderas oynamıştı), 1996 yılı yapımı bir vampir hikayesi olan From Dusk Till Down (Günbatımından Şafağa), 1998 yapımı The Faculty (Fakülte) ve elbette Frank Miller’ın çizgi roman uyarlaması Sin City (Günah Şehri) sayılabilir. 1968 San Antonio, Texas doğumlu Meksika asıllı Rodriguez’in 2008 yılı içinde Sin City 2 ve Sin City 3’ü bitirmeyi ve Dimension Films’ten lansmanını yapmayı planladığını da belirtmeliyim.
Değerlendirmeye çalışacağımız diğer film ise şu anda ABD’de gösterimde olan Balls of Fury.
Bir FBI ajanının, masa tenisi şampiyonası sırasında yürüttüğü gizli görevini konu alan filmin bu sütunlara konuk olmasında temel sebep ne ülkemizde pek bilinmeyen Reno 911! adlı dizi ve onun sinema versiyonunun hem başrol oyuncusu hem de yönetmeni olan Ben Garant, ne de Balls of Fury’nin başrol oyuncusu usta aktör Christopher Walken. Sebep yalnızca diğer başrol oyuncusu Maggie Q!!! Zat-ı şahanelerini Die Hard 4.0’daki hacker tayfasından anımsayacaksınız. Son dönemde el üstünde tutulan genç yıldızlardan biri olan Maggie Q, 1979’da, sanılanın aksine uzakdoğuda bir ülkede değil, Honolulu Hawaii’de doğdu. Asıl adı Maggie Denise Quigley olan ve Polonyalı – İrlandalı melezi bir afet olan Maggie’yi, Mission İmpossible III (Görevimiz Tehlike 3) ve Rush Hour 2 (Bitirim İkili 2) adlı filmlerde de izlemiştik. Maggie Q, Balls of Fury ile eş zamanlı olarak gösterime giren The Tourist adlı filmle ABD sinemalarına konu oluyor. Hawaiili çıtırımızın, 2008 yılı ilk çeyreğinde gösterime girmesi beklenen (elbette ABD’de) Three Kingdoms: Resurrection of the Dragon adlı filmde Cao Ying rolünde boy göstereceğini belirterek bu haftaki yazımıza son verelim.
Hepinize neşeli ve sağlıklı günler diliyor, önümüzdeki Cuma yine bu sayfada buluşmayı temenni ediyorum. Hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...