11 Şubat 2009 Çarşamba

013.12/10/2007 Sinopsis

Merhaba sevgili okuyucularım. Ülkemizin Güneydoğusunda son dönemde şehit olan onbeş kardeşimizin üzüntüsü, hepimizin yüreğini yaktı. Binlercesi gibi göğsünü vatan uğruna siper ederek şehit olan bu onbeş yiğidimize de Allah’tan rahmet dileyerek bu haftaki sohbetimize başlıyoruz.
Hollywood konu bulmakta sıkılınca X-Men’de olduğu gibi çizgi romanlara, Doom, Resident Evil gibi bilgisayar oyunlarına ya da sıklıkla şahit olduğumuz üzere kitaplara el atıyor. İşte ben de bu hafta sizlere ilk olarak bir edebiyat uyarlamasından söz etmeye çalışacağım.
Robert Ludlum’un çok satan roman serisinden sinemaya aktarılan bir üçlemenin son halkası olan The Bourne Ultımatum (Son Ultimatom) (imdb puanı : 8,4)bu haftaki ilk filmimiz... Şu günlerde film serisine ilham kaynağı olan kitapların ülkemizde yayımlandığını da yeri gelmişken belirteyim. İlkini 2002 yılında beyazperdede Doug Liman imzasıyla ve The Bourne Identity (Geçmişi Olmayan Adam) (imdb puanı : 7,5 ) adıyla izlediğimiz serinin ikinci halkası 2004 yılında Paul Greengrass yönetiminde çekilen The Bourne Supremacy (Medusa Darbesi) (imdb puanı : 7,5) idi. “Son Ultimatom” da yine Paul Greengrass’ın imzasını taşıyor. Bu filmde, CIA’nın geçmişini ve kimliğini sildiği ajan Jason Bourne, artık gerçek kimliğini öğrenmek ve kendisine yapılanların intikamını almak üzere geri dönüyor. Jason Bourne rolünde izlediğimiz Matt Damon haricinde filmde dişe dokunur bir şey yok dersek sanırım yanılmamış oluruz. Yönetmen Greengrass’ın hareketli kamera çekimlerinden oluşan sekanslarla bezediği filmin, maalesef Spy Game (Casus Oyunu, 2001, Yön: Tony Scott, Oyuncular: Robert Redford, Brad Pitt, imdb puanı: 6,9) seviyesine ulaşamadığını vurgulamalıyım. Casus Oyunu’nda bir sonraki sahnede neler olacağını kestiremiyor, Redford’un usta işi performansı Pitt’in “babyface” suratı ile her an bir sürprizle karşılaşıyordunuz. Son Ultimatom’un, serinin gerçek anlamda son halkası olmasını umut ediyoruz!
Çoğu filmin aksine daha vasat filmleri değerlendirdiğimiz bir hafta olacak ama, değerlendirmemizin ikinci halkası 2005 yılı yapımı Fragiles (Kırılgan) (imdb puanı: 6,3) olacak. Birkaç yıl önce ülkemizde de yayımlanan Ally McBeal adlı dizideki avukat Ally rolünden anımsayacağınız Calista Flockhart ve Richard Roxbury’nin başrollerde gözüktüğü İspanyol yapımı bir gerilim olan Kırılgan’ın yönetmeni; özellikle Güney Amerika ve Latino-Avrupa bölgesinde yoğun talep gören İspanyol sinemasının yeni yeteneklerinden Jaume Balagueró. Filmin İspanyol kökenli olması sizi yanıltmasın, filmde anadil olarak İngilizce ve arkaplan olarak ta İngiltere kullanılmış. Filmin atmosferi; önümüzdeki yıl ikincisi çekilecek olan, komedyen Şahan Gökbakar’ın kardeşi Togan Gökbakar’ın ilk filmi olan Gen’e (Oyn: Doğa Rutkay, Yurdaer Okur, Haldun Boysan ve Şahan Gökbakar, imdb puanı: 4,6) çok benziyor, ancak bu iki filmden hangisinin diğerinden “etkilendiğini” bilemiyorum. Şehrin epeyce dışında, dağ başında diyebileceğiniz bir bölgede konuşlanmış, son derece ürkütücü bir çevre ve eski bir binayı ortak mekân olarak görüyoruz her iki filmde de. Herşeye rağmen bu iki filmi kıyasladığımda “Şahan Gökbakar’ın kardeşi” imajına rağmen Togan Gökbakar’ın ilk yönetmenlik denemesi Gen, sürprizli sonu ile Fragiles’ten daha iyiydi diyebilirim. Yeni başlayan biri için “filancanın yakını” imajının ne denli berbat bir yafta olduğunu bilenleriniz vardır mutlaka. Fragiles’e dönersek, eski olduğundan boşaltılmak üzere olan bir hastanede gece hemşiresi olarak göreve başlayan Amy Nicholls (Calista Flockhart), çocuk bölümündeki hastalardan Maggie (Yasmin Murphy) ile iyi arkadaş olur. Maggie, çalışanların pek te hazzetmediği, özel bir çocuktur ve Charlotte adında, kendinden başka kimsenin görmediği ve varlığına inanmadığı “mekanik kız”la konuşabilmektedir. Bazı çocuklarda görülen ve kimsenin açıklayamadığı kırılan kemik vakalarının Charlotte’nin eseri olduğunu iddia eden Maggie’ye inanan tek yetişkin, başhemşire Folder (Gemma Jones) ve Doktor Robert Marcus’un (Richard Roxbury) tepkilerine rağmen gece hemşiresi Amy’dir. Zayıf öyküsüne, vasat oyunculuklara ve sağdan direksiyon, Manchester aksanlı ağdalı bir İngilizce gibi insanın gözüne gözüne sokulan İngiliz özelliklerine rağmen kimi sahnelerinde izleyiciyi ürkütmeyi başarabilen bir yapım Kırılgan…
Haftaya Cuma buluşuncaya değin terörden ve kötülüklerden alabildiğine uzak, mutlu ve sağlıklı günler, hayırlı bayramlar diliyorum.

Hiç yorum yok:

161 - 25.09.2025 - DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ (Göynük Gazetesi)

  DALLAS'TAN TİKTOK'A KUŞAKLARIN İZLEME SERÜVENİ ...